Kazakistan’da Sakalar dönemine ait 3 bin yıllık altın eserler sergileniyor
[ad_1]
Astana’daki Kazakistan Milli Müzesi’nde “Ulu Dala Altındarı (Büyük Bozkır Altınları)” temalı sergi ziyarete açıldı. Sergide Altay Dağları bölgesinde yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sonucu çıkarılan, çoğu Sakalar (İskitler) ve Batı Göktürk Kağanlığı dönemlerine ait 2 bin 500’e yakın tarihi eser bulunuyor.
Yaklaşık 3 bin yıl önce Sakalar döneminde yaşayan zanaatkarlar tarafından altından yapılan eserler, tasarımları ve inci işlemeleriyle göz kamaştırıyor.
Ünlü Kazak arkeolog Prof. Dr. Zeynolla Samaşev, sergideki eserlerin en eskisinin 3 bin yıl, en yenisinin ise 1000 yıl önce saf altından imal edildiğini belirterek, “Eserler, altın üretimi ve tekniğinin bu topraklarda en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Samaşev, sergilenen eserlerin Doğu Kazakistan eyaletindeki Sakalara ait mezarlar, kurgan ve külliyelerden bulunduğunu ifade ederek şu bilgileri paylaştı:
“Sakalar döneminde hayatını kaybeden hükümdarlar ve aile üyeleri, önemli zaferler elde etmiş askerler, altınla işlenmiş elbiselerle defnediliyorlardı. Yanlarına kullandıkları değerli eşyayı hatta bindikleri atları gömülüyordu çünkü hayatın öbür dünyada da devam edeceğine dair inanç vardı.”
Arkeolog Samaşev, sergide ayrıca Batı Göktürk Kağanlığı dönemine ait mezarda yaptığı kazı çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkardığı, kağana ait olduğu tahmin edilen altın eserleri de görmenin mümkün olduğunu söyledi.
Kazakistan hükümetinin 2016’dan beri Doğu Kazakistan’da kapsamlı kazı çalışması başlattığını dile getiren Samaşev, “Bu kazı çalışmalarının bizzat başında oldum. Bu 8 yılda yapılan kazı çalışmaları sonucu ülkemizdeki müzeler, 28 bin paha biçilemez esere sahip oldu” diye konuştu.
Sergi, 20 Ekim’e kadar açık kalacak.
[ad_2]
Kaynak
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları ve Kostüm Tasarımı Bölümü mezunu olan Oğuzhan Yıldırım, sahne ve kostüm tasarımı ile performans sanatı alanlarında uzmanlaşmıştır. Türkiye’nin önemli tiyatro sahnelerinde görev almış ve performans sanatında yenilikçi projelere imza atan Oğuzhan, sanatın sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen bir sanatçıdır.